http://ilknur--akpinar.blogspot.com/2012/08/ilk-hediye-cekilisimi-3uc-kitap-ve.html
Buraya giriyoruz, yorum yapıyoruz ve blogunuzda paylaşıyosunuz. Bu kadaaar :)
Bunlar da çekiliş için kitaplar .
Strawberry Fields
23 Ağustos 2012 Perşembe
1 Temmuz 2012 Pazar
30 Haziran 2012 Cumartesi
Etkisiz bir insan oldum yıllarca. Kimsenin kalbini kırmadım. Kimseyle çok fazla yakın olamadım. Olsam biliyorum ki onu bırakınca hem onu hem kendimi üzecektim. Böylesi daha iyiydi. Sadece kendimi üzüyordum. Biri ne zaman beni sevmeye başlasa kaçardım ondan. Belki göreceğim sevgiden korkardım. Beni birine bağlamasından korkardım. Bir gün onu bırakmak zorunda olmanın onun ve benim ruhumda bıraktığı izlerden korkardım.
-SEN KORKAĞIN TEKİSİN!!!! Duydun mu beni? İnsanlara kalbini açmadan yalnız bir şekilde öleceksin.
Korkak. Evet korkağım. Birine bağlı kalmaktan korkan bir korkak. İz bırakmaktan korkuyorum. Uzun seneler sürecek dostluklarım pek yok. Sadece biri var. Oda bebekliğimden beri yanımda. Sessizce anlaşabildiğimiz bir dostluk bu. Sadece gözlerinden ne hissettiğini anladığım dostum. Dostluğa değer veririm. Ama yapmacıklıklarından o kadar sıkıldım, o kadar midem bulandı ki tek dostumun o olduğuna inandım artık. Bana hep derdi ki "Birini bulsan, çok sevsen, gerçekten sevsen. Onu diğerlerine yaptığın gibi uzaklaştırır mısın?" derdi yani. O kadar sonrası pek olmadı. Cevap veremedim. Veremezdim. O da beni zorlamazdı zaten.
Sonra oturur böyle bir sorunun cevabını bile düşünemeyecek korkak olduğumu düşünürdüm.
Başladığım yerdeyim.
Başladığım yerdeyim.
Kendime söz vermiştim oysaki.
Tekrar aynı hataya düşmeyecektim.
Kalp bu. Hisseder. Kırılır.
Senin kalbini kırmaktan korktum.
Tekrar aynısı olmaz belki dedim.
Beni yanılttın. Teşekkürler.
Bende iyileşmeyecek yaralar açtın. Bunu unutamam.
Benim insanlara olan güven duygumu paramparça ettin.
"Güvenemiyorum.
Sevemiyorum.
Aşık olamıyorum."
Hiçbir şey hissedemiyorum…
Bomboş bir çukur...
Yaşadığımı hissedemiyorum.
Kimseye güvenemiyorum.
Kimseye güvenemiyorum.
Biri gelse.
Tekrar güven duygumu geri verse bana.
Tekrar sevebilmeyi öğretse…
Duygularımı verse…
Hayata döndürse beni.
Ya da sadece koşulsuz sevse beni.
Ona güvenebileceğimi bana inandırsa…
Sonsuz mutluluğumu geri getirse.
Ama korkuyorum. Çok korkuyorum. Her şeyden korkuyorum.
27 Haziran 2012 Çarşamba
Biraz İnsanlık
Alçakgönüllü ve
maddiyata önem vermeyen insanlar vardır. Topluma ve insanlığa yararlıdırlar.
Bunlar toplum içinde kolayca fark edilirler. Yaz aylarında kapısının önüne su
koyarlar, parkta yavru bir kediyi severler ya da başkalarına gülümserken ki gözlerinde
sizi tebessüm ettiren ışıltılar vardır. Önyargılı değildirler. Belki paraları
yoktur. Ama yinede mutludurlar. Her ne kadar kapitalist düzen sayesinde
bunlardan fazla kalmasa da yine de vardır onlardan. Onları incitmeyin. Onlardan
çok az kaldı. İnsanlık gün geçtikçe bitiyor çünkü.
Kişiliğe
önem azaldı. Her şey dış görünüşe bağlı oldu. Binlerce şirket, holding kuruldu.
Buralarda çalışan onlarca hatta daha fazla insan, robotlaştı. Elinde evrak
çantası, son model arabası ve pahalı takım elbisesiyle saygı görmeye başladı.
Ama kimse bilmiyordu ki o robotlar daha içlerinde esen fırtınadan habersizler.
Binlerce insan birbirinin kopyası olmaya başladı. Kızların tek derdi
elbisesinin ayakkabısıyla uyumu, erkeklerinse o kızlardan nasıl
yararlanabilecekleri oldu.
Bu dünyayı
kim bu hale getirdi. Kim insanların içine bu iğrenç davranışları soktu. Neden
bütün bunlar olurken herkes uyuyor. Nasıl hiç kimse bunların farkına varamıyor
?
Her şeyden sıkıldım
Yine boğazım ağrıyor. Yine yanaklarım ıslak. Yine içimde her şeyden nefret ettiğim o his.
Boğazım ağrıyor. Evet. Çünkü benim boğazım sadece avazım çıktığı kadar bağırdığımda acır. Ağladım çünkü
canım yanıyor. Nefret ettim çünkü kavga etmekten çok sıkıldım.
Tatilden bu yüzden nefret ediyorum. Kavga etmediğimiz tek bir gün bile yok. Ama sıkıldım. Canıma yetti. Gittikçe hiç sevmediği o insana benziyor. Bunu ona söylediğimde kavga ediyoruz. İstediğin gibi olamadığım için mi bana bu kadar nefretle bakıyorsun? Yoksa başka bir nedeni mi var?
Boğazım ağrıyor. Her şeyden sıkıldım.
Boğazım ağrıyor. Evet. Çünkü benim boğazım sadece avazım çıktığı kadar bağırdığımda acır. Ağladım çünkü
canım yanıyor. Nefret ettim çünkü kavga etmekten çok sıkıldım.
Tatilden bu yüzden nefret ediyorum. Kavga etmediğimiz tek bir gün bile yok. Ama sıkıldım. Canıma yetti. Gittikçe hiç sevmediği o insana benziyor. Bunu ona söylediğimde kavga ediyoruz. İstediğin gibi olamadığım için mi bana bu kadar nefretle bakıyorsun? Yoksa başka bir nedeni mi var?
Boğazım ağrıyor. Her şeyden sıkıldım.
24 Haziran 2012 Pazar
Binlerce şarkı dinledim. Onlarca şiir okudum. Çoğu aşk
üzerineydi. Her birini dinlediğimde aklıma sen geldin, her birini okuduğumda
aklıma birine bağlanmaktan korktuğum ama aşık olmak istediğim geldi.
Kıskanılmaktan hoşlandığım ama özgürlüğüme düşkünlüğüm geldi. Yazdıklarım,
dinlediklerim, okuduklarımın hepsi hayalimde ki adam içindi. Ama asla ilerde
beraber dünyayı gezdiğim adam şuan hayalimdeki olamayacak.
Hangi hayalimiz gerçek oldu ki? Ne zaman hayal kırıklığı
yaşamadık?
Hayal kırıklığı…
Çevremdeki insanlara yaşattığım hayal kırıklığı…
Onların istediği liseye gitmediğim, onların istediği kadar
ders çalışmadığım ve onlar gibi olmadığım için yaşattığım hayal kırıklığı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)